1 Mayıs 2013 Çarşamba

Bir kaç tane kıssadan hisse..

Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastladı ve dedi ki “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” “Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. Bana bir şey söylemeden önce seni küçük bir test ten geçmeni istiyorum. Buna “Üçlü filtre testi” deniyor. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce bir süre durup söyleyeceklerini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.
Birinci filtre ‘Gerçek Filtresi’. Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin?”
“Hayır,” dedi bir süre duraklayan adam… “Aslında bunu sadece duydum ve…”
“Tamam,” dedi Sokrates. “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; ‘İyilik Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”
“Hayır, tam tersi…”
“Öyleyse,” diye devam etti Sokrates. “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. ‘İşe Yararlılık Filtresi’. Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
“Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir…”
“İyi,” dedi Sokrates derin bir nefesin ardından. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse bana niye söyleyesin ki?”

***************************************************************************
Uzak ülkelerin birinde şahinlere düşkün bir kral yaşarmış. Bir gün krala hediye iki yavru şahin getirmişler. Kral, onların sağlıklı büyüyüp uçmalarını sağlamak için, elinden geleni yapmış. Büyüdükleri zaman sabırsızlıkla beklediği an gelmiş ama gelin görün ki, bir şahin, bahçenin semalarında uçarken öbür şahin, dalından hareket bile etmiyormuş. Kral bunu görmekten hasta olmuş, ülkenin tüm doktorlarına haber salmış. Ama şahin bir türlü uçmuyormuş. Bunun üzerine kral vezirine derhal emir verip, tebaasına bir ferman yollatmış. Şahinini kim uçurursa, onu hemen ödüllendirecekmiş. Bunu duyan herkes akın akın saraya gelmiş ama şahinde bir hareket yokmuş. Bir gün, zavallı bir çoban saraya gelmiş ve şahinin yanına gitmiş. Aradan henüz saniyeler geçmesine rağmen kral, bahçenin semalarında şahinin uçtuğunu görmüş. Sevincinden ne yapacağını şaşırmış ve hemen çobanı yanına çağırmış ve ödülünü verip bu işin sırrını sormuş. Utangaç çobanın yüzü kızarıp, şöyle demiş:

-Kralım sadece üstüne tünediği dalı kestim, o zaman şahin uçmayı bildiğinin farkına vardı. ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder